Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, terör örgütü PKK yandaşlarının saldırısına uğrayan Roma Kültür ve Turizm Müşavirliğini ziyaret etti. Bakan Ömer Çelik, Roma Kültür ve Turizm Müşaviri Zeynep Dinçer ile Müşavirlik çalışanlarına geçmiş olsun dileklerini iletti.

Genişletilmiş AB Kültür ve Turizm Bakanları Gayriresmi Toplantısı için İtalya’da bulunan Bakan Ömer Çelik, Kobani'yi bahane ederek Türkiye'nin yüzlerce kamu kurumuna saldıranların, müthiş bir barbarlık sergilediklerini söyledi. Bakan Ömer Çelik, Roma Müşavirliğine yapılan saldırının Türkiye düşmanlığı olduğunu belirterek, “Burası sadece İstanbul'u, Ankara'yı değil, Diyarbakır'ı, Bitlis'i, Yozgat'ı tanıtmaya çalışan bu yerdir.” dedi.

“İtalya temaslarım kapsamında arkadaşları da ziyaret edip geçmiş olsun demek istedim. O zaman saldırının bahanesi -camlara da yazmışlardı- Kobani’ydi. Kobani olaylarını bahane edip Türkiye’nin bir sürü yerinde kamu kurumlarına saldırdılar, yüzlerce kamu kurumunu yaktılar, yıktılar. Onun yanı sıra bizim kurumlarımıza; müzelere, kütüphanelere saldırdılar. Müthiş bir barbarlık sergilediler. Yüzlerce kamu kurumu zarar gördü ve Roma’daki müşavirliğimize de saldırdılar.

Yurt dışındaki bu müşavirlikler Türkiye’yi tanıtıyor, bu tanıtım sadece İstanbul ya da Ankara ile sınırlı değil. Bu müşavirlikler, Türkiye’nin her yerini tanıtıyor. İstanbul’u Ankara’yı tanıttığı kadar Diyarbakır’ı, Van’ı, Bitlis’i, Yozgat’ı her yeri tanıtıyor. Dolayısıyla Türkiye’yi tanıtan böyle bir yere saldırmaları aslında Türkiye düşmanlığıdır.

Bu saldırıları yapanların bahanelerinin ne denli yanlış olduğu zamanla görüldü. Türkiye, Kobani’ye destek olmuyor diye o protestoları yaptıklarını söylediler. Halbuki Kobani’ye tek destek olan, en büyük destek olan ülke Türkiye. Bütün bir Avrupa’ya gelen mülteci sayısından daha fazlası bir günde Kobani’den Türkiye’ye geldi. Türkiye onlara kucak açtı. Onlara ev sahipliği yapıyor ve oradaki insanlar da biliyorlar ki; onların tek hamisi, tek destekçisi, onlara tek sahip çıkan Türkiye’dir.

Şimdi de görüldüğü gibi oraya Peşmerge güçlerinin, Kuzey Irak’ın silahlı güçlerinin geçmesinde Türkiye bu imkanı sağlıyor. Ne için sağlanıyor bu imkanlar? Kobani düşmesin, Kobani IŞİD’in eline geçmesin diye. Buna rağmen tutup Türkiye’yi IŞİD destekçisi gibi gösterip, arkasından da sanki Kobani’ye sahip çıkılmıyormuş gibi bu kurumlara saldırıyorlar. Aslında bütün bunların bir bahane olduğu; yaptıklarının aslında Kobani’ye sahip çıkmak değil de Kobani’ye düşmanlık yapmak olduğu görüldü. Yani bir kere daha şunu görelim: Bu kamu kurumlarına saldıranlar aslında Kobani’yi bahane ediyorlar ama Kobani’ye en büyük zararı veriyorlar. Onların maksatları başka.”

“Büyükelçilerimiz hemen anında olayla ilgilenmişler. Zaten hemen güvenlik güçleri de müdahale etmiş. Büyükelçiliklerimiz, müşavirliklerimiz, hepsi görevlerini yapmaya devam edecekler. Bu saldırılardan hiç çekinmeden yine Türkiye’yi, İstanbul’u, Ankara’yı, Diyarbakır’ı, Mardin’i, Van’ı tanıtmaya devam edecekler.”

 “Türkiye demokrasidir. Hukuk devletidir. Bütün kurumların görüşleri alınır ama sonuç itibarıyla Türkiye’yi seçilmiş siyasi hükümet yönetir. Dolayısıyla bu Milli Güvenlik Kurulunun, Türkiye’nin etrafındaki olaylara baktığımızda bu kadar uzun sürmesi de normaldir. Bir sürü gündem var. Etrafımızda 9 tane ülke yönetilemez duruma geldi. Belki de yüzyılın altüst oluşları yaşanıyor. Bunun merkezinde bir istikrar adasıdır Türkiye. Bu istikrar adasındaki, böylesine önemli olaylar olurken, o kurumda bu değerlendirmelerin yapılması, bu kadar uzun sürmesi normaldir.
Belki bu toplantılar daha sık yapılacaktır. Çünkü Irak’ta, Suriye’de büyük altüst oluşlar, büyük depremler meydana geliyor. 100 yılda görülecek şeyler 10 güne sığıyor. Dolayısıyla onu normal karşılamak gerekir.

Artık Türkiye, kurumların parça parça birbirine karşı hareket ettiği bir ülke değil, eski vesayet Türkiye’si değil. Yani 'bu kurum rahatsız, bu kurum hoşlanmıyor, bu kurum bundan yana’ gibi bir şey yok. Bütün kurumlar hükümete bağlı. Bütün kurumların görüşü alınır, ama son tahlilde siyasi kararı hükümet verir, bütün kurumlar da o kararı yerine getirmek için çalışır. Bununla ilgili de askeri kesimi de zan altında bırakmamak lazım. Dolayısıyla Türkiye’de tüm kurumların görüşü alındıktan sonra hükümet karar verdikten sonra hiçbir problem yoktur. Kurumlar işliyor, her şey yerli yerince değerlendiriliyor.”

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Müşavirlik ziyareti öncesinde Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisi Mehmet Paçacı ve Roma Büyükelçisi Aydın Sezgin ile birlikte Vatikan Müzesi'nde incelemelerde bulundu.